TRAUMA
“Das Trauma erinnert uns daran, dass die menschliche Erfahrung oft von Schmerz und Leiden geprägt ist, aber es erinnert uns auch daran, dass wir überleben können und dass es Hoffnung gibt.”
– Viktor Frankl –
“Travma, insan deneyiminin sık sık acı ve ıstıraba dayandıgını hatırlatır, ancak aynı zamanda hayatta kalabilecegimizi ve umut oldugunu da hatırlatır.”
TRAUMA
(Travma)
- Deutsch
- Türkçe
Der Begriff Trauma, bedeutet psychische Ausnahmesituation („Psychotrauma“). Ausgelöst durch überwältigende Ereignisse ( z.B. Gewalttat, Krieg oder Katastrophe), die eine Bedrohung für das Leben oder die körperliche Unversehrtheit des Betroffenen oder einer nahestehenden Person darstellt. Ein Trauma (griech.: Wunde)
Starke Anspannungszustände mit Herzrasen, Schwitzen, Schlafstörungen, Albträumen, Schmerzen, Magen-Darm-Beschwerden. Vermeidung der Auseinandersetzung mit den belastenden Ereignissen und ihren Folgen. Dissoziative Zustände.
Während des Traumata hat das Gehirn sozusagen auf Notbetrieb umgeschaltet, sodass das physische und psychische Überleben sichergestellt war. Dennoch hat es alle Sinneseindrücke, die währenddessen vorhanden waren, ebenfalls, wenn auch teilweise getrennt von den Erinnerungen, abgespeichert.
Eine der häufigsten psychischen Störungen nach einer Traumatisierung ist die sogenannte Posttraumatische Belastungsstörung. Weitere häufige Folgeprobleme sind Depressionen, Angststörungen, Essstörungen und somatoforme Störungen.
Trauma-Opfer können Flashbacks, Albträume, Schlafstörungen und Probleme mit dem Gedächtnis und der Konzentration erleben. Selbst die kleinste Erinnerung an das Ereignis kann zu einem erschreckenden Wiedererleben des traumatischen Erlebnisses führen.
Trauma Bearbeitung. Zur Behandlung des Traumas empfehlen Experten die kognitive Verhaltenstherapie. Um das Trauma zu bewältigen, muss sich der Patient in der kognitiven Verhaltenstherapie aktiv mit dem Erlebnis auseinandersetzen. Dazu konfrontiert der Therapeut den Betroffenen mit seinen Ängsten.
Die Therapie findet vor allem im Gespräch statt. Dabei lenkt der Therapeut die Aufmerksamkeit des Patienten auf die Körperwahrnehmung. Dadurch kann er die mit dem Trauma verbundenen biologischen Prozesse vollständig durchlaufen, so dass sich die traumatischen Symptome allmählich auflösen.
Hypnose, pikVT (praktisch integrative kognitive Verhaltenstherapie), Gesprächstherapie und Entspannungsverfahren können (erst nach mehreren Sitzungen) dich dabei unterstützen und stärken. ...
Was versteht man unter Ängstlichkeit?
Angst ist ein Gefühl der Nervosität, Besorgnis oder Unsicherheit, die ein normales menschliches Erlebnis darstellt. Sie ist auch in einer Vielzahl von psychiatrischen Erkrankungen vorhanden, darunter generalisierte Angststörung, Panikstörung und Phobien.
Vergangene oder aktuell belastende Lebensereignisse, ungünstige Erziehungsstile, soziale Belastungen sowie biologische und erbliche Faktoren werden als Ursache angesehen. Auch weitere vorliegende seelische oder körperliche Erkrankungen können das Auftreten einer Angststörung begünstigen.
Bei einer Angststörung tritt starke Angst in objektiv nicht bedrohlichen Situationen auf. Betroffene fürchten sich vor Situationen und Dingen, die andere als normal empfinden. Sie erleben die Angst dabei sehr real – in Form von intensiven körperlichen und psychischen Beschwerden wie Herzrasen, Schwitzen und Atemnot.
Angst bewirkt zwei mögliche Reaktionen: Die Amygdala im Gehirn schickt ein Signal an die Nebennieren, die Stresshormone, Adrenalin und Cortisol ausschütten. Der Körper ist bereit für Flucht oder Kampf. Bleibt dies aus, erstarrt der Körper. Solche Gefühle und Körperreaktionen sind zwar unangenehm, aber weder gefährlich noch irgendwie schädlich.
Wie lange hält eine Angststörung an?
Eine Attacke kann wenige Minuten und im Extremfall einige Stunden anhalten - die meisten Panikattacken dauern jedoch nicht länger als 30 Minuten. Die Häufigkeit der Attacken kann zwischen mehrfach täglich bis monatlich schwanken. Die Patienten leben manchmal in ständiger Angst vor der nächsten Attacke.
Für die Behandlung von Angststörungen hat sich die Verhaltenstherapie, insbesondere die kognitive Verhaltenstherapie als besonders wirksam erwiesen. Bei ausgeprägten Erkrankungsbildern können auch angstlösende Medikamente wie Antidepressiva hilfreich sein.
Hypnose, pikVT (praktisch integrative kognitive Verhaltenstherapie), Gesprächstherapie und Entspannungsverfahren können dich dabei unterstützen und stärken. ...
Travma (çoğul travma) terimi, istisnai psikolojik durum (“psikotravma”) anlamına gelir. Etkilenen kişinin veya yakın bir kişinin hayatına veya fiziksel bütünlüğüne tehdit oluşturan ağır olaylar (örneğin şiddet eylemleri, savaş veya felaket) tarafından tetiklenen. Travma (Yunanca: yara)
Kalp çarpıntısı, terleme, uyku bozuklukları, kabuslar, ağrı, mide-bağırsak şikayetleriyle birlikte şiddetli gerginlik durumları. Stresli olaylarla ve bunların sonuçlarıyla uğraşmaktan kaçınmak. Dissosiyatif durumlar.
Travma sırasında beyin adeta acil durum moduna geçti, böylece fiziksel ve psikolojik hayatta kalma sağlandı. Bununla birlikte, bu süre zarfında mevcut olan tüm duyusal izlenimleri, kısmen de olsa anılardan ayrı olarak da saklıyordu.
Travma sonrası en sık görülen psikolojik rahatsızlıklardan biri de travma sonrası stres bozukluğu olarak adlandırılan rahatsızlıktır. Diğer yaygın ikincil sorunlar arasında depresyon, anksiyete bozuklukları, yeme bozuklukları ve somatoform bozukluklar yer alır.
Travma mağdurları geçmişe dönüşler, kabuslar, uyku güçlüğü, hafıza ve konsantrasyon sorunları yaşayabilir. Olayın en ufak bir hatırlatıcısı bile travmatik deneyimin korkutucu bir şekilde yeniden yaşanmasına yol açabilir.
Travma işleme. Travmayı tedavi etmek için uzmanlar bilişsel davranışçı terapiyi önermektedir. Travmayla baş edebilmek için hastanın bilişsel davranışçı terapide deneyimle aktif olarak baş etmesi gerekir. Bunu yapmak için terapist etkilenen kişiyi korkularıyla yüzleştirir.
Terapi öncelikle konuşma yoluyla gerçekleşir. Terapist hastanın dikkatini beden farkındalığına yönlendirir. Bu onun travmayla ilişkili biyolojik süreçleri tam olarak yaşamasına olanak tanır, böylece travmatik semptomlar yavaş yavaş çözülür.
Hipnoz, pikVT (pratik bütünleştirici bilişsel davranışçı terapi), konuşma terapisi ve rahatlama teknikleri (yalnızca birkaç seanstan sonra) sizi destekleyebilir ve güçlendirebilir. ...
Kaygıdan kastedilen nedir?
Kaygı, normal bir insan deneyimi olan sinirlilik, endişe veya belirsizlik hissidir. Aynı zamanda yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu ve fobiler dahil olmak üzere çeşitli psikiyatrik bozukluklarda da mevcuttur.
Geçmiş ya da mevcut stresli yaşam olayları, olumsuz ebeveynlik tarzları, sosyal stresin yanı sıra biyolojik ve kalıtsal faktörler de bu durumun nedeni olarak değerlendiriliyor. Mevcut diğer zihinsel veya fiziksel hastalıklar da anksiyete bozukluğunun ortaya çıkmasına neden olabilir.
Anksiyete bozukluğunda nesnel olarak tehdit edici olmayan durumlarda şiddetli korku ortaya çıkar. Etkilenenler, başkalarının normal olarak algıladığı durumlardan ve şeylerden korkarlar. Korkuyu çok gerçek bir şekilde yaşarsınız; kalp çarpıntısı, terleme ve nefes darlığı gibi yoğun fiziksel ve psikolojik belirtiler şeklinde.
Korku iki olası reaksiyona neden olur: Beyindeki amigdala, stres hormonları, adrenalin ve kortizol salgılayan adrenal bezlere bir sinyal gönderir. Vücut kaçmaya veya savaşmaya hazırdır. Bu olmazsa vücut donar. Bu tür duygular ve fiziksel tepkiler hoş değildir ancak hiçbir şekilde tehlikeli veya zararlı değildir.
Anksiyete bozukluğu ne kadar sürer?
Bir atak birkaç dakika sürebilir ve aşırı durumlarda birkaç saat sürebilir; ancak çoğu panik atak 30 dakikadan fazla sürmez. Atakların sıklığı günde birkaç defadan aya kadar değişebilir. Hastalar bazen bir sonraki atağın korkusuyla yaşarlar.
Davranışçı terapinin, özellikle de bilişsel davranışçı terapinin, anksiyete bozukluklarının tedavisinde özellikle etkili olduğu kanıtlanmıştır. Semptomlar şiddetliyse antidepresanlar gibi anksiyete önleyici ilaçlar da yararlı olabilir.
Travma, kişinin fiziksel veya duygusal olarak zarar gördüğü olayları veya deneyimleri ifade eder. Travmatik deneyimler, kişinin normal yaşamını ve psikolojik sağlığını etkileyebilir. Travmatik deneyimlerin çeşitleri şunları içerebilir:
1. Fiziksel Travma: Kaza, yaralanma, doğal afetler veya ciddi sağlık sorunları gibi fiziksel olaylara maruz kalmak.
2. Psikolojik Travma: Savaş, şiddet, cinsel saldırı, zorla göç ettirilme veya kayıp gibi psikolojik olarak travmatik olaylar.
3. Travmatik Kayıplar: Sevdik birinin ölümü, ayrılık, boşanma veya iş kaybı gibi travmatik kayıplar.
4. Çocukluk Travmaları: İstismar, ihmal, aile içi şiddet veya aile içi zorluklar gibi çocukluk döneminde yaşanan travmatik deneyimler.
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), travmatik bir olayın ardından ortaya çıkabilen ciddi bir psikiyatrik rahatsızlık türüdür. TSSB belirtileri, travma sonrası kabuslar, anksiyete, sürekli tetikte olma durumu ve travmanın tekrar yaşanması gibi şiddetli olabilir.
Travmanın üstesinden gelmek ve iyileşmek için birçok farklı terapötik yaklaşım ve destek mevcuttur. Bu yaklaşımlar arasında bilişsel-davranış terapisi (CBT), göz hareketleri desensitizasyon ve yeniden işleme (EMDR) terapisi, duygusal zeka eğitimi, grup terapileri ve destek grupları yer alır. Tedavi, travmanın türüne ve kişinin ihtiyaçlarına göre özelleştirilir.
Eğer bir kişi travmatik bir deneyim yaşamışsa ve bu deneyimler onun günlük yaşamını etkiliyorsa, bir uzmandan yardım almak önemlidir. Terapi ve destek, kişinin travmatik deneyimleriyle başa çıkmasına ve iyileşmesine yardımcı olabilir.
Travma sonrası tedavi, kişinin bir travmatik olayın ardından yaşadığı olumsuz etkileri azaltmayı ve iyileşmeyi desteklemeyi amaçlar. Travma sonrası tedavi, aşağıdaki bazı yaygın yaklaşımları içerebilir:
1. **Bilişsel-Davranış Terapisi (CBT)**: CBT, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi durumları tedavi etmek için yaygın olarak kullanılan bir terapötik yaklaşımdır. Bu terapi, travmatik olayın neden olduğu olumsuz düşünce kalıplarını tanımaya ve değiştirmeye odaklanır. Aynı zamanda kişinin travmatik olayla başa çıkma becerilerini geliştirmesine yardımcı olur.
2. **Göz Hareketleri Desensitizasyon ve Yeniden İşleme (EMDR) Terapisi**: EMDR, travmatik anıların işlenmesine yardımcı olmak için göz hareketlerini kullanır. Bu terapi, travma sonrası semptomları hafifletmeye ve kişinin travmatik olaylarla daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmasına yardımcı olabilir.
3. **Duygusal Zeka Eğitimi**: Duygusal zeka becerilerini geliştirmek, travma sonrası duygusal iyileşmeyi destekleyebilir. Bu beceriler, duygusal farkındalık, duyguları ifade etme ve başkalarıyla daha sağlıklı bir iletişim içerebilir.
4. **Grup Terapileri ve Destek Grupları**: Travma sonrası tedavi için grup terapileri veya destek grupları, kişinin diğer travma mağdurlarıyla deneyimlerini paylaşmasına ve destek bulmasına yardımcı olabilir. Bu tür gruplar, kişinin yalnız hissetmesini azaltabilir.
5. **İlaçlar**: Bazı durumlarda, antidepresanlar veya anksiyolitikler gibi ilaçlar, travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu ilaçlar bir psikiyatrist tarafından reçete edilmelidir.
6. **Daha Fiziksel Yaklaşımlar**: Yoga, meditasyon ve rahatlama teknikleri gibi fiziksel yöntemler, stresi azaltmaya ve kişinin travma sonrası iyileşmeyi desteklemeye yardımcı olabilir.
Travma sonrası tedavi kişiselleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir ve kişinin deneyimlerine, ihtiyaçlarına ve hedeflerine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, bir uzmandan yardım almak ve en uygun tedavi planını oluşturmak önemlidir. Tedavi, kişinin travmatik deneyimlerinin etkileriyle başa çıkmasına ve daha sağlıklı bir şekilde yaşamasına yardımcı olabilir.
Hipnoz, travma sonrası tedavi süreçlerinde bazı kişilere yardımcı olabilir, ancak etkileri kişiden kişiye değişebilir. Hipnoz, kişinin derin bir gevşeme durumuna girmesini ve bilinçaltındaki olumsuz düşünceleri ve duygusal yükleri ele almasını hedefler. Bu nedenle "travma hipnozu" veya "hipnoterapi" olarak adlandırılır.
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya travma sonrası belirtileri olan kişiler için hipnozun amaçları şunlar olabilir:
1. **Daha Derin İçgörü**: Hipnoz sırasında, kişi travmatik olayları daha derinlemesine anlayabilir ve olayların neden olduğu duygusal yükleri daha iyi tanıyabilir.
2. **Yeniden İşleme**: Hipnoz, travmatik anıların yeniden işlenmesine yardımcı olabilir. Kişi, travmatik olayları daha sağlıklı bir şekilde ele alabilir.
3. **Olumlu Düşünce Kalıpları Oluşturma**: Hipnoz, olumlu düşünce ve inanç kalıplarını pekiştirmek için kullanılabilir. Kişiye, daha sağlıklı bir kendilik algısı ve olumlu bakış açıları kazandırmak amacıyla önermeler verilebilir.
4. **Anksiyete ve Korku Azaltma**: Hipnoz, travmatik olaylardan kaynaklanan anksiyete ve korkuyu azaltmada yardımcı olabilir.
Hipnozun etkisi, kişinin travmatik deneyimlerine, deneyimlerine ve kişisel tercihlerine bağlı olarak değişebilir. Ancak hipnoz terapisi, yalnızca lisanslı ve deneyimli bir hipnoterapist veya psikoterapist gözetiminde uygulanmalıdır. Ayrıca, hipnoz, diğer terapötik yaklaşımlarla birleştirilebilir veya tamamlayıcı bir tedavi olarak kullanılabilir. Eğer bir kişi travma sonrası belirtilerle başa çıkmak için hipnozu düşünüyorsa, bir uzmandan rehberlik almalı ve hangi tedavi yönteminin en uygun olduğunu değerlendirmelidir.
Hipnoz, pikVT (pratik bütünleştirici bilişsel davranışçı terapi), konuşma terapisi ve rahatlama teknikleri sizi destekleyebilir ve güçlendirebilir. ...

Kosten
3 Probatorische Sitzungen, Kurzzeittherapie bezieht sich auf 20h
(1 Sitzung entspricht 1,5 h)
1 Sitzung (1h) nach Carl Rogers
weitere Sitzungen (Folgesitzungen) in der Praxis 250€
weitere Sitzungen (Folgesitzungen) online 200€

Nilüfer Uzel
Sollten Sie noch Fragen haben oder möchten Sie einen Termin vereinbaren? Dann kontaktieren Sie mich sehr gerne. Ich bevorzuge eine telefonische Terminvereinbarung. Sie können mich unter 004915223781079 erreichen. Rufen Sie mich direkt an oder schreiben Sie mir ein WhattsApp-Nachricht. Darüber hinaus können Sie mich per E-Mail über info@hypnoserheinfelden.de kontaktieren oder nutzen Sie unser Kontaktformular (mit Hyperlink) – ich freue mich auf Ihren Anruf!
Bitte beachten Sie, dass ich während Behandlungen keine Anrufe entgegennehme aber Sie schnellstmöglich zurückrufen werde.